Suriye: Tarihin Işığında Yeniden Doğuş
Ortadoğu’nun kadim toprakları olan Suriye, binlerce yıldır farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Sümerlerden Asurlulara, Romalılardan Osmanlı’ya kadar birçok büyük uygarlığın izlerini taşıyan bu topraklar, günümüzde ise maalesef kan ve gözyaşıyla anılmaktadır. Fakat unutulmamalıdır ki bu coğrafya, sanatın, bilimin ve hoşgörünün beşiği olmuştur.
Son haberler, Suriye’deki savaşın yıkıcı etkilerinin yanı sıra mezhepsel katliamları da ortaya koymaktadır. Özellikle son günlerde Alevi topluluklarına yönelik gerçekleştirilen saldırılar, insan haklarının nasıl ihlal edildiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Kimlik ya da mezhep üzerinden yapılan hedeflemeler asla kabul edilemez.
Suriye, tarih boyunca sadece güçlü kralları ve savaşçıları değil, aynı zamanda bilim insanları ve filozoflarıyla da ön plana çıkmıştır. Roma’ya başkaldıran efsanevi kraliçe Zenobia’nın özgürlük mücadelesi ve İbni Nefis’in tıp alanındaki keşifleri, bu toprakların zengin tarihine işaret etmektedir.
Medeniyetin izlerini taşıyan Suriye, bugün savaş ve mezhepçilikle karşı karşıyadır. Ancak geçmişte olduğu gibi, bu topraklar da kendini yeniden inşa etme gücüne sahiptir. Tarihin yüklediği sorumluluğun farkında olanlar, yeni bir başlangıca adım atma cesaretini gösterecekler midir?
